Hac Çeşitleri – En Faziletli Hac Hangisi?

hac çeşitleri - kaç çeşit hac vardır - en faziletli hac hangisi

Hac Çeşitleri

Hac çeşitleri, Hac ibadeti ile ilgili en çok merak edilen noktalar arasındadır. Hac ibadetinin farklı şekillerde yapılabiliyor olması başka bir soruyu da beraberinde getirir. Bu soru “En faziletli Hac hangisi?”dir.

İçeriğin devamında hem Hac çeşitleri ile ilgili hem de En faziletli Hac hangisi sorusuna kapsamlı bir cevap bulabilirsiniz.

TEMETTÜ  HACCI

 Bir kişinin hac aylarında umreye niyet edip umreyi eda ettikten  sonra ihramdan çıkarak aynı yıl içinde ülkesine dönmeden yaptığı hacca, “temettu haccı” denir. Yani bir yolculuk ile hem haccı  hem de umreyi yapmasıdır. Umre ve hac arasında ihram yasaklarından faydalandığı için “temettu haccı” denmiştir. “Hac kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğü zaman olmak üzere tam on gün oruç tutar, Bu da ailesi Mescid Haram’da olmayan içindir.” (Bakara, 196) ayeti gereği temel haccı yapan kimse Mekkeli değilse kurban kesmelidir.

Ayette geçen “ailesi Mescid-i Haram’da olmayanlar” hakkında alimler ihtilaf ettiler.

Şafillere ve Hanbelilere göre bundan kasıt, Mekke’ye namazı kısaltma mesafesinden az bir yerde yaşayan kimsedir.

Imam Malik’e göre, Mekke, Zi Tuva ve benzeri yer ahalisidir

Ebu Hanife’ye göre, mikat ile Mekke arasında yaşayanlardır.

Ibni Abbas (radivallaluanh), Tavus, Mücahid, Sevri ve Zahirilere göre Harem ehli olanlardır. Temettu haccina gelen bir kişi umreyi yaptıktan sonra bir yolculuğa çıkarsa ilim ehli onun hakkında dört görüş bildirdiler:

 

Birinci görüş: Bu kişi temettu haccı yapabilir. Kurbanını keser Ister ailesine ister bir başka yere yolculuk yapmış olsun fark etmez. Bu görüş Ibni Abbas (radıyallahu anh)’dan rivayet edilmiştir.

 

 İkinci görüş: Bu kimse kasr mesafesi yolculuk yapmışsa, sonra ihramlı bir şekilde dönerse, haccı ifrad haccina dönmüş olur. Kurban kendisinden düşer. Bu, İmam Ahmed’in mezhebine göredir. Ata, Ishak ve Mugire’den de rivayet edilmiştir.

 

Üçüncü görüş: Bu durumdaki kişi ailesine dönerse kurban kesmesi gerekmez. Hacca geri gelirse ifrad haccı yapmış olur. Bu görüş Hz. Ömer ve oğlundan rivayet edilmiş olup Ebu Hanife’nin mezhebi de bu görüştedir.

 

Dördüncü görüş: Bu kimse mikata geri dönerse kurban kesmesi gerekmez. Bu görüş Şafiî mezhebinin görüşüdür.

KIRAN HACCI

Bir kimsenin hacca ve umreye beraber niyet edip ihrama girmesidir. Umre ve haccı tamamlayana kadar ihramda kalır. Umrenin fiilleri haccin fiillerinin içine girer. Her ikisi için bir tavaf ve bir sa’y yeterlidir. Bu, ilim ehlinin cumhurunun görüşüdür. Temettu hacci yapan iki sa’y yapmalıyken kıran haccı yapan bir sa’y yapar. Kıran haccı yapan, kurban kesmelidir. Hanefi mezhe bine göre kıran haccı yapan iki sa’y yapmalıdır.

IFRAD HACCI

Sadece hacca niyet edilmesidir. Kurban kesmek gerekmez.

TEMETTU, KIRAN VE İFRAD HACLARININ ŞEKİLLERİ

Alimlere göre temettü hace d’or quart olup bir çeşidi ittifak iledir. Diğer üç çeşit ise ihtilaflıdır. Bunlar: 

Birinci tür: 

Hac aylarında bir kişi mikatta ihrama girip umreye yaparak ihramdan çıkar ve Mekke’de kalır. Aynı yıl içinde haccini yapar ve kurbanını keser. Bu, ilim ehlinin, üzerinde icma ettiği temettu şeklidir. Bunun da sekiz şartı vardır Bunlar:

  1. a) Bir kimsenin haccı ve umreyi bir arada yapması 
  2. b) Bunları bir yolculukta yapması
  3. c) Bir yıl içinde yapması
  4. d) Hac aylarında yapması
  5. e) Umreyi hacdan önce yapması
  6. f) Umreyi haccın içine almadan yapması, yani umrenin ihramından çıktıktan sonra haccı yapması
  7. g) Umre ve haccin bir kişiden ya da bir kişinin yerine olması
  8. h) Mekke ehlinden olmaması gerekir.

 

İkinci tür: 

Bir kimsenin hac aylarında hem umreyi hem de hacci bir ihramla yapmasına “kıran haccı” denir. Selef alimleri, kişinin bir ihramla ikisini yapıp faydalandığı için buna da “temettü hacci” derlerdi. Bu hac çeşidinin bu şekilde yapılması hususunda ilim ehlince ihtilaf yoktur.

Bazı ilim ehline göre kurban kesmeyen birinin umre ve haccıi bir arada yapması caiz değildir. Bunlara göre kurban, deve olmak zorundadır.

Üçüncü tür. Bir kişi hac için ihrama girip Mekke’ye gelince haccini feshedip umreye çevirir, umreden sonra ihramdan çıkar, terviye günü hac için tekrar ihrama girerse; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in, ashabından kurban getirmeyenlere emrettiği hac çeşidini yapmış olur. Hac için ihrama girmişken onu umreye çevirmiş olur. Bu çeşidi Hz. Ömer (radiyallahu anh) yasaklardı. Alimler de bu konuda ihtilaf ettiler. Cumhur, bu şekilde amel etmenin terk edilmesi görüşündedir, “çünkü bu sadece sahabîlere özel bir durumdur” derler. Bu konu ileride gelecek.

 

Dördüncü tür: Muhsar yolu kesilip engellenen kişinin ternet tu yapması: Abdullah bin Zübeyr (radiyallahu anh) şöyle derdi: “Ey insanlar! Vallahi temettü, umreyi yapıp ihramdan çıkarak hacci beklemekle yaptığınız gibi değildir. Bir kişi, hac için yola çıkıp bir düşman veya başka bir sebeple hac günleri geçene kadar engellenirse; sonra Kabe’ye gelip tavaf yaparsa, Safa ve Merve arasında sa’y yaparsa ve ihramdan çıkıp bir sonraki seneyi bekleyerek haccı yapıp kurban keserse temettü yapmış olur.”

KIRAN HACCININ ŞEKİLLERİ

Birinci şekil: 

Bir kişinin umre ve hacca birlikte niyet edip ihrama girmesi: Bu vecih, ilim ehlince ittifak edilen çeşittir. İlim ehli nin bir kısmına göre de kurban olmazsa bu çeşit hac da caiz olmaz.

İkinci şekil: Bir kişinin önce umreye niyet edip sonra haccı umreye dahil etmesi: Bu durum ilim ehline göre ihtilafsız olarak caizdir. Delili ise şudur: “Hz. Aişe (radıyallahu anh) umreye niyet etmişken hayız olur. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına girince onu ağlarken görür. Sebebini Hz. Aişe (radiyallahu anh) anlatınca Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona, ‘Hacca niyet ederek ihrama gir, tavaf hariç hacıların yaptıklarını yap’ buyurur.” (Buhari, Müslim)

 

Aynı hac çeşidini İbni Ömer (radiyallahu anh) yapmış ve Nafi’nin ondan naklettiği rivayetle Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e dayandırmıştır. Hadis şöyledir: “İbni Zübeyr döneminde Haruriyye meselesinin yaşandığı zamanlarda İbni Ömer (radiyallahu anh) umreye niyet edince ona ‘Orada insanlar arasında öldürmeler var, sana engel olmalarından korkarız’ dediler. İbni Ömer dedi ki: ‘Muhakkak ki Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’de sizin için  güzel örnekler vardır. O zaman ben de Rasulullah (sallallahu a ve sellem)’in yaptığı gibi yaparım. Sizi şahit tutuyorum ki umreye niyet etmiştim.’ Sonra yola çıktı ve Beyda denilen yere varinca söyle dedi: ‘Haccın ve umrenin durumu aynıdır, sizi şahit tutarım ki umremle beraber hacca da niyet ettim. Kudeyd denilen yerden satın aldığı kurbanlığı da haccinda kesti.” (Muttefekun aleyh) Hacci umreye bitiştirmenin iki hali vardır:

Birincisi: Bunu tavaftan önce yapmak, ki bu ihtilafsız olarak caizdir. 

İkincisi: Tavaftan sonra yapmaktır. 

Bu durumda iki görüş vardır.

  1. a) Tavaftan sonra hacci umreye bitiştirmek caiz değildir. Bu görüş Ata’dan rivayet edilmiş olup İmam Şafii, İmam Ahmed y Ebi Sevr de bu görüştedir.
  2. b) Bu şekilde yapan, kıran hacer yapmış olur. İmam Malik bu görüşte olup aynı görüş Ebu Hanife’den de nakledilmiştir. 3- Bir kişinin hac için ihrama girip umreyi hacca eklemesi:

İlim ehlinin bu konuda iki görüşü vardır.

  1. a) Bu şekilde yapılması sahib olur ve kişi kıran haccı yapmış olur. Hanefi mezhebinin görüşü budur. Imam Şafiî’nin eski görüşü buydu. Hacci umreye eklemeye kıyasen iki neskten/ibadetten biri olduğunu ifade ederek caiz olduğunu bildirmişlerdir.

 

Maliki ve Şafiîler, “Bu çeşit hacci Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) veda haccında yaptı. Bu durum Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e özeldir” demişlerdir.

 

  1. b) Hac için ihrama girip umreyi hacca eklemek caiz değildir. Bu, İmam Malik, İmam Ahmed’in, İshak, Ebi Sevr, İbnu’l Munzir ve İmam Şafiî’nin yeni görüşüdür.

İmam Nevevi dedi ki: “Bu, sahih olan görüştür. Çünkü umrenin fiilleri haccin fiilleriyle tahakkuk etmiş olur ki umrenin ihramı yapılmış sayılmaz.

Bunu el Esrem, isnadını Hz. Ali (radiyallahu anh)’ a dayandırarak rivayet etmiştir.”

İFRAD HACCININ ŞEKİLLERİ

Birinci şekil: Sadece hac için ihrama girilmesi. 

 

İkinci şekil: Sadece hac için ihrama girip hacci bitirmek, sonrasında umre yapmak.

 

Üçüncü şekil: Ramazan ve benzeri zamanlarda umre yapıp hac aylarında sadece hac için ihrama girmek.

 

Dördüncü şekil: Hac aylarında umre için ihrama girip umreyi yapıp memleketine döndükten sonra bir yolculuk daha yaparak hacca gelmek. Bu durumdaki bir kişinin İmam Şafiî’ye göre mi kata dönmesi, İmam Ahmed’e göre kasr mesafesi yolculuk yapması yeterlidir.

HANGİ HAC ÇEŞİDİ DAHA FAZİLETLİDİR?

İmam Malik, İmam Şafiî, Evzai ve Ebu Sevr ifrad haccının daha faziletli olduğu görüşündeler. Bu görüş Hz. Ömer, Hz. Osman, Cabir, İbni Mesud, İbni Ömer ve Hz. Aişe (radıyallahu anh)’dan rivayet edilmiştir.

 

Ebu Hanife, Süfyan Sevri, İshak, Müzeni ve İbnul Munzir kıran haccının daha faziletli olduğunu söylemişlerdir.

 

Ahmed bin Hanbel dedi ki: Temettü haccı daha faziletlidir. Bu görüş İbni Ömer, İbni Abbas, İbni Zübeyr, Hz. Aişe, Hasan Basri, Ata, Tavus, Mücahit ve İkrime’den rivayet edilmiştir. Aynı zamanda İmam Şafiî’nin iki görüşünden biridir.

 

İmam Mervezi, Imam Ahmed’den “Kişinin, kurban kesecekse kıran haccı, kesmeyecekse temettü haccı yapması efdaldir” görüşünü nakletmiştir.

 

İbni Teymiyye, el Mecmuu’l-Fetava’da dedi ki: İmam Ahmed’in mezhebine göre, bir kişi bir yolculuk ile ifrad haccı, başka bir yolculuk ile de umre yapacaksa ifrad haccı yapması temettü haccı yapmasından daha faziletlidir. Buna birden çok yerde işaret etmiştir. Bu görüşü Hanbeli mezhebinden Kadt Ebi Ya’la gibi  birçok alim, diğer mezhep alimleri, hatta Hanefî mezhebi alimler de ifade etmişlerdir.” İbni Teymiyye devamla dedi ki: “Omer Ibnul Hattab ve başka sahabelerin ifrad haccını daha faziletli saymaları, ifrad haccı için bir yolculuk yapılmasından dolayıdır. İmam Ahmed, Ebu Hanife ve başkaları bu sebepten dolayı  sahabilere tabi olup bu şekilde yapılan ifrad haccının, kıran ve  temettü haccından daha faziletli olduğunu belirtmişlerdir.”

 

İbni Teymiyye; “Bir kişinin müstakil olarak bir umreyi ve Ancak bir kişi bir umre yapar, sonra hacca gelir ve temettü haccı yaparsa, bu en faziletlisi olur ki bu şekilde iki umre bir hac yapmış olur” demiştir.

 

9- Hacca veya umreye gelecek birinin, ibadetlerine engel olacak bir şeyden korkarsa, niyet ederken “beni bir engel engellerse, yerim, beni engellediğin yerdir” diye şart koşması müstehaptır.

. Hz. Aişe (radiyallahu anh) şunu rivayet etmiştir: “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) Dubaa binti Zübeyr’in yanına gidince Dubaa ona, ‘Ya Rasulallah, ben hac yapmak istiyorum ama hastayım’ deyince Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona, ‘Haccını yap ve <<yerim beni hapsettiğin yerdir» diye şart koş’ buyurmuştur.” (Muttefekun aleyh)

 

İbni Teymiyye, “ihrama girecek olan kişinin bir korkusu varsa şart koşması müstehaptır, yoksa gerek yoktur” diyerek bu hadisleri cem etmiştir.

 

Şeyh Muhammed bin Salih el Useymin dedi ki: “Haccın tamamlamasına engel olacak bir şeyden korkmayan kişinin şart  koşmasına gerek yoktur. Çünkü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şart koşmadı ve şart koşulmasını da herkese emretmedi. Dubaa’ya, şart koşmasını emretti, çünkü Dubaa hasta idi.”

Bu şekilde koşulan şart, haccı yapmak isteyen birine düşman, hastalık veya bir yönetici engel olursa, engellendiği yerde ihramdan çıkması ve kurban kesmemesi içindir.

Biri, özür olmadan “istediğim zaman ya da üşendiğimde ihramdan çıkarım” diye şart koşarsa, bu şart geçersiz olur, bu durumdaki da ihramdan çıkamaz. 

İim ehlinin şart konusunda dört görüşü vardır ki, bunları Hafiz Iraki, Tarh et-Tesrib’te şöyle aktarmıştır:

 

  1. a) Şart koşmanın caiz olması. Şafiî mezhebinin meşhur görüşüdür. 
  2. b) Şart koşmanın müstehap olması. Hanbeli mezhebinin görüşüdür.
  3. c) şart koşmanın vacip oluşu. İbni Hazm’ın görüşüdür.
  4. d) Şart koşmayı reddedenler ise Hanefi ve Maliki mezhepleridir.