Kadınlar Tek Başına Hacca Gidebilir mi? Kadınlarda Hac Konusu ile İlgili Merak Edilenler

Hac, kadın tek başına hacca gidebilir mi -

Kadınlar Tek Başına Hacca Gidebilir mi? Kadınlarda Hac Konusu ile İlgili Merak Edilenler

Allahu Teala’nın “Beyt’i haccetmeleri Allah’ın, insanlar üzerindeki hakkıdır.” kavlinin genel olması sebebiyle güç yetirdiğinde kadına haccın farz olduğu üzere ümmet icma etmiştir.

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “İslam beş temel üzerine bina edilmiştir…” hadisi ile Hz. Aişe (radıyallahu anh)’nın “Ya Resulallah, kadınlara cihad var mıdır?” sorusu üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “Evet, onlara savaşsız cihad vardır, o hac ve umredir.” (Ahmed, İbni Mace, sahih bir senedle) buyurduğu hadisler de kadının, güç yetirdiğinde haccetmesinin farz olduğunu göstermektedir.

Kadının güç yetirmesi, erkeğin güç yetirmesi gibidir. Ancak alimler kadına mahremin şart olup olmadığı konusunda ihtilaf ettiler. Bir kısmı mahremi, bir kısmı da kadının zatının güvenliğini şart koştu, bunun da koca, mahrem ya da güvenilir kadınlarla hasıl olacağını söylediler. Aynı şekilde kadın, talak ya da kocasının vefatı sebebi ile iddet içinde olmamalıdır.

MAHREM, KADINA HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTI MIDIR?

1- İmam Şafiî ve İmam Ahmed’e göre, mahrem, hac için şart değildir. Bu görüş Hz. Aişe, İbni Ömer, İbni Zübeyr, Ata, İbni Sirin ve Evzai’den rivayet edilmiştir. Aynı zamanda Zühri, Kata de ve Hakem bin Uteybe’nin zahir görüşü olup Davud ez Zahiri ve ashabı da aynı görüştedirler.

Hz. Aişe (radıyallahu anh)’nın yanında bir kadının mahremsiz hac yapamayacağı zikredilince o, “her kadın mahrem bulamaz” demiştir.

İbni Ömer (radiyallahu anh)’in mevlası Nafi diyor ki: “İbni Ömer ile gözetiminde olan bazı hanımlar, mahremleri olmaksızın sefere çıkarlardı.”

Ata’ya, “Yanında mahremi veya eşi olmayan bir kadın, konaklamasında, yolculuğunda kendisine refakat eden çocuk ve kadın yardımcılar varken hac yapabilir mi?” diye sorulunca, o, “Evet, hac yapabilir” demiştir.

İmam Malik, “Mahremi olmayan kadın, bir grup kadınla sefere çıkabilir” demiştir.

Hammad, 

“Mahremsiz bir kadının salihlerle yolculuk yapmasında bir beis yoktur” demiştir.

Evzai, “Mahremi olmayan kadın, adil bir toplulukla yolculuk yapabilir” demiştir.

İmam Şafiî, “Mahremsiz bir kadın güvenilir, hür ve müslüman bir kadınla yolculuk yapabilir” demiştir.

İbni Hazm şöyle demiştir: “Mahremi olmayan bir kadın hac yapabilir ve bir cezası yoktur. Kocası varsa eşinin onunla haccetmesi ona farz olur. Bu durumda kocası, eşi ile hacca gitmezse günahkar olur, hanımı o olmaksızın haccını yapar ve hiçbir ceza veya diyet ödemesine de gerek yoktur.”

Kadının Mahremsiz Yolculuğa Çıkmasına Cevaz Verenlerin Delilleri:

1- Buhari’nin Adiy bin Hatim (radiyallahu anh)’dan rivayet ettiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Şayet ömrün uzun olursa bir kadının Hayra’dan çıkıp Kabe’yi, Allah’ın dışında hiç kimseden korkmadan tavaf edeceğini göreceksin.”

 

2- Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) yolu, azık ve binekle tefsir etmiştir.

3- Hz. Ömer (radiyallahu anh), Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in eşlerine izin verdikten sonra, Osman bin Affan ve Abdurrahman bin Avf (radıyallahu anh) ile gönderdi de, kendisinin yapmış olduğu son haccında onlar da hac yaptılar. Hz. Osman (radiyallahu anh), Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in eşleri deve sırtında, hevdeclerin içindeyken “Onlara kimse yaklaşmasın, önlerine çıkmasın” diye seslenmiştir. Ayrıca Hz. Osman (radiyallahu anh)’in hilafeti döneminde de hac yapmışlardır.

4- Bir kadının güvendiği kişi mahrem yerine geçebilir.

5- Hac, farz bir yolculuktur; bu yüzden mahrem şart değildir. Tıpkı kafirlerin elinden kurtulan bir kadının İslam diyarına yapacağı yolculuk veya hakkı zayi olmasın diye hakimin karşısına çıkmak için bir kadının mahremsiz yolculuk yapması gibidir. Aynı şekilde zina olayı gerçekleştiğinde, hakimin bir kadını başka bir şehre sür düğünde o kadının mahremsiz yaptığı yolculuk da bu türdendir.

6- Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hac yapmak isteyen kadının kocasına, onunla beraber çıkmasını emretmiş, kadının dönmesini ya da mahremsiz bir şekilde hac yapmak istemesini kınamamıştır.

İmam Ebu Hanife ve İmam Ahmed kadının hac yapmasında mahremi şart koştular. Hasan Basri, İkrime, Ibrahim enNehai, Tavus, Şabi, Ishak, Sevri ve Ibni Münzir’in de görüşü budur.

Kadının Mahremsiz Yolculuk Yapamayacağını Söyleyenlerin Delilleri:

1- Ibni Abbas (radiyallahu anh) dedi ki: “Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’i şöyle derken işittim: ‘Bir adam mahremsiz bir kadınla tek kalmasın, bir kadın da mahremsiz yolculuk yapmasın.” Bir adam kalkıp, ‘Ya Resulallah! Eşim hac için yola çıktı, ben de şu gazve için yazıldım’ dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona, ‘Git eşinle beraber hac yap‘ buyurdu.” (Muttefekun aleyh)

2- İbni Ömer (radiyallahu anh) dedi ki: “Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ‘Bir kadın, mahremsiz olarak üç günlük yola çıkmasın.”” (Muttefekun aleyh)

3- Ibni Abbas (radiyallahu anh) dedi ki: “Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ‘Bir kadın, mahremsiz bir şekilde hac yapmasın.”” (Darekutni)

4- Ebu Umame el Bahili (radiyallahu anh) dedi ki: “Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’i şöyle derken işittim: ‘Müslüman bir kadının, kocası veya mahremi olmaksızın haccetmesi helal değildir.

(Taberani, Mu’cem) Adiy bin Hatim hadisine şu şekilde cevap verdiler: Bu hadiste kadının tek başına sefere çıkmasının hükmü yoktur. Hatta bunu gerekli kılan bir şey de yoktur. Bu hadiste, güvenliğin yaygınlaşmasını beyan eden açıklama vardır. Bu hadis, kadının tek başına sefere çıkmasının hükmünü ifade etmiş olsaydı dediklerinin tersi bir hüküm Çıkardı. Çünkü hadis, bir kadının, arkadaşları veya güvenilir kadınlar olmaksızın sefere çıkmasını mübah kılmıştır.

İmam Ahmed, “Bir farzı eda etmek üzere yapılan seferde mahreme itibar edilmez” demiştir. Bu görüşü Şevkani, Ney lu’l-Evtar’da söylemiş, ondan da el Esrem şu şekilde nakletmiştir: “Farz olan hacda ve kendileri için fitneden korkulmayan yaşlı kadınlar için mahrem şartı koşulmaz.’

Süfyan ve Ebu Hanife şöyle demiştir: “Yolculuk üç geceden kı saysa kadın, kocası ve mahremi olmaksızın hac yapabilir. Üç ged ve fazlası ise kadın ancak kocası veya mahremi ile yola çıkabilir.”

MAHREM KİMDİR?

Mahrem: Kadının kocası ya da nesep, emzirme ve musaha yoluyla kadına evlenmesi haram olan kişilerdir.

NESEP AÇISINDAN MAHREM OLANLAR

  • Babalar ve anne baba tarafından olan dedeler.
  • Çocuklar, çocukların çocukları (torunlar ve aşağısı).
  • Öz veya üvey bütün kardeşler.
  • Öz veya üvey kardeş çocukları.
  • Öz veya üvey amcalar.
  • Öz veya üvey dayılar.

EMZİRME YOLUYLA MAHREMLER

Emzirme yoluyla olan mahremler, neseb yoluyla olan mahremler gibidir. Çünkü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Emzirme yoluyla haram olanlar, neseb yoluyla haram olanlar gibidir.” (Muttefekun aleyh)

MUSAHARA YOLUYLA MAHREM OLANLAR

 1- Kocanın erkek veya kız çocukları ve aşağısı.

2- Kocanın babaları ve anne baba cihetinden olan dedeleri.

3- Kız çocuklarının kocalanı, erkek çocuklarının kızlarının kocaları, kız çocuklarının kızlarının kocaları.

4- Annelerin kocaları. Bunda duhul olması şarttır. Çünkü anneyi duhul olmadan boşarsa kız çocuklarına haram olmayıp onlarla evlenebilir. Çünkü Allah Teala, Kur’an’da şöyle buyurmuştur: “Kendileri ile birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı.” (Nisa, 23)

Mahremde bulunması gereken şartlar şunlardır: Buluğa ermiş ve akıllı olması. Küçük çocuk ve deli mahrem olamaz, çünkü mahremden kasıt, kadını korumaktır.

MAHREMİN NAFAKASI

Hanbelilere göre:

Mahremin hacdaki nafakası (giderleri) kadına aittir. Mahrem, kadının güç yetirmesi şıkkının dahilinde olduğu için kadın bunu üstlenmelidir.

Birincisi: Kadın zenginse, karşılamak zorundadır. Kuduri bunu zikretmiştir. es-Sirac el Vehhac’in yazarı, “sahih olan bu dur.” demiştir.

İkincisi: Tahavi’nin zikrettiği üzere, mahrem kendi nafaka sıyla gelmedikçe kadının mahremin nafakasını karşılaması şart değildir. Bu görüş Ebu Hafs el Buhari’nin görüşü olup İbni Emir el Hacda sahih bulduğunu söylemiştir.

Şafiîlere göre: Mahrem, ücret olmaksızın yola çıkmayacak olursa, nafakayı kadın karşılamak zorundadır.

KADININ, KOCASINDAN İZİN ALMASI

 Farz olan hacca çıkarken kadının, kocasından izin alması müstehaptır. Kocanın, karısını, farz olan hacdan men etmesi caiz değildir. İzin verse de, vermese de kadın haccetmek üzere yolculuk yapabilir.

İbni Kudame, el Muğni’de şöyle demiştir: “Yukarıdaki görüşü en-Nehai, İshak, Ebu Sevr ve Rey sahipleri bildirmiş olup İmam Şafiî’nin iki görüşünden sahih olanıdır.”

Şafiî mezhebinin başka bir görüşü şudur: Koca, eşini, hac ömrî olduğu için engelleyebilir. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in de kocası ve malı olan bir kadına, kocası izin vermediği için şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “O kadın, kocasının izni olmadan yolculuğa çıkıp hac yapamaz.” (Darekutni, Beyhaki, Taberani) el Bandiyenci dedi ki: “Şafiî, bütün kitaplarında kocanın, eşine engel olabileceğine işaret etmiştir. Ebu Hamid enNahamili ve başkaları aynı görüştedir.”

Şayet hac nafile ise koca, eşine engel olabilir. İbnul Münzir şöyle diyor: “İlim ehlinden bildiğim herkes, nafile hacda koca nın, eşine engel olabileceği üzere icma etmiştir.”

Bir kadın farz veya nafile haccı yapmak isterse, kocası da ona izin verip onun mahremi olarak yola çıksa, haccı ister farz ister nafile olsun tamamlamak zorundadır.

İDDETLİ KADININ HAC YAPMAK ÜZERE YOLA ÇIKMASI

1- İbni Kudame, el Muğni’de (7/531) şöyle demiştir: Kocasının vefatından dolayı iddet bekleyen kadın, hac için de, başka bir şey için de yolculuğa çıkamaz. Bu görüş Hz. Ömer (radiyallahu anh) ve Hz. Osman (radiyallahu anh)’dan rivayet edilmiş olup Said Bin Müseyyeb, el Kasım, İmam Malik, İmam Şafiî ve Ebu Ubeyd’in görüşü olup Rey sahipleri de aynı görüştedir. Ben de derim ki: Abdurrezzak, Abdullah Bin Mesud ve İbni Ömer (radiyallahu anh)’dan bu görüşü rivayet etmiştir. Aynı senedle Mücahid’den, şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Ömer ve Osman, el Cuhfe’den ve Zül Huleyfe’den hac ve umre yapmak üzere yola çıkan kadınları geri çevirirlerdi.”

Aynı senedle Mücahid’den ve Said Bin Müseyyeb’ten, şöyle dedikleri rivayet edilir: “Ömer İbnul Hattab, Kûfe’nin dışından kocaları ölmüş hacı ve umreci kadınları geri çevirmiştir.”

2- Seleften bazı alimler, iddetli olan kadına hac ve umre için yolculuk yapıp arzu ettiği yerde konaklayacağına dair ruhsat verdiler.

Musannef’te Abdurrezzak, Mamer’den; Zühri de Urve’den şöyle rivayet etmişlerdir: “Hz. Aişe (radıyallahu anh), kardeşi Ümmü Gülsüm’ün kocası Talha bin Ubeydullah şehit edilince Ümmü Gülsüm’le beraber umre yapmıştır.” Urve dedi ki: “Hz. Aişe, kocası vefat edip iddette olan kadınlara yolculuk yapabileceklerine dair fetva veriyordu.”

İbni Abbas (radiyallahu anh) şöyle diyor: “Allah, ‘kadın dört ay on gün iddet beklesin’ buyurdu, iddeti evinde beklesin buyurmadı. Kadın, iddetini istediği yerde bekleyebilir.”

Cabir bin Abdullah (radiyallahu anh)’dan, kocası ölen kadının iddetini istediği yerde bekleyebileceği rivayet edilmiştir.

Aynı senetle Şabi’den, şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Ali (radiyallahu anh) iddet bekleyen kadınların yolculuk yapmalarına izin verirdi,”

Ata ve Tavus’tan, şöyle dedikleri rivayet edilmiştir: “Kocası ölmüş bir kadın hac yapabilir, umre yapabilir, yolculuk yapabilir ve istediği yerde konaklayabilir.”

İbni Ebi Şeybe, kendi isnadıyla şunu söylemiştir: “Ata’ya *üç talakla boşanan ve kocası ölen kadınlar iddet beklerken hac yapabilirler mi?’ diye sordum, ‘evet’ dedi. ‘Hasan Basri de böyle diyordu’ dedi.”

HÜKÜMLER VE FAYDALAR

1- Hac yapmak üzere yola çıkan bir kadının kocası ölürse, kadın yoluna devam edip haccını mı tamamlamalı, yoksa evine dönüp iddet mi beklemeli? İlim ehlinin bu konuda tafsilatlı görüşleri vardır.

Hanefilere göre: 

Yol Mekke’ye seferî mesafesi kadar olup kadın bu mesafeden daha az yol katetmişse evine döner. Çünkü sefer mesafesini aşmadığından bu yolculuğu sefer sayılmaz. Şayet Mekke’ye kalan yol mesafesi seferi mesafeden azsa kadın geri dönmez, Mekke’ye gider, haccını yapar. Çünkü seferî mesafeden kısa olan yolculuklarda kadın mahreme ihtiyaç duymaz. Şayet kadın, eviyle Mekke arasında her iki tarafa seferî mesafeden az uzaklıkta bulunuyorsa muhayyerdir. İsterse yoluna devam eder isterse evine döner. Şayet kadın her iki tarafa da seferî bir mesafedeyse evi de şehirde bulunuyorsa, Ebu Hanife’ye göre mahremi olsa bile iddeti bitene kadar şehirden çıkamaz. Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’e göre; kadının mahremi varsa gidebilir, mahremi yoksa yoluna devam edemez.

Bu durumda olan kadın, bir boşlukta ise ya da bazı köylere ulaşmışsa, öyle ki kendi nefsi için de, malı için de güvende olmadığı yerlerde ise, güvende olacağı bir yere varana kadar yoluna devam eder; mahremi olsa da, olmasa da iddeti bitene kadar orada bekler. Bu, Ebu Hanife’nin görüşüdür. Yusuf ve İmam Muhammed’e göre; kadın, mahrem bulursa yoluna devam edebilir.

Bu durumlar Ebu Hanife’ye göre namazda kasr yapılabilen üç günlük yol mesafesinde geçerlidir.

Malikilere göre: 

Kadın ihrama girmemişse geri döner.

Şafiîlere göre: Bu halde olan kadın, içinde yaşadığı şehrin binalarını aşarsa devam etmekle dönüş arasında muhayyerdir. Çünkü o kadın, kocasının izin verdiği sefer halindedir. Bu, kadının uzaklaşmış olması gibidir.

Hanbelilere göre:

Kadın, evine yakınsa geri döner, uzaksa yolculuğa devam eder. el Kadi şöyle demiştir: Yakınlık, kadının namazı kasr edemediği mesafedir. Uzaklıkta namazı kast edebildiği mesafedir.

2- Farz olan haccını yapmak üzereyken kocası ölen kadının, iddetini evinde beklemesi gerekir. Talak iddetini bekleyen kadın da aynı şekildedir. Çünkü Allah, iddet bekleyen kadınların yolculuğa çıkmasını şu kavliyle yasaklamıştır: “Onları (iddet bekleyen kadınları) evlerinden çıkarmayın, onlar da evlerinden çıkmasınlar.” (Talak, 1) Hz. Ömer (radiyallahu anh) iddet halinde olan kadınları Zül-Huleyfe’den geri çevirmiştir. Çünkü iddet evde geçirilmelidir. Hacci bir sonraki sene de yapmak mümkündür. Dört mezhep bu görüştedir.

Kadın, farz olan veya kocasının izin verdiği haccı için ihrama girdiyse, o seneki haccı kaçırmayacağı bir süresi varsa ve yol arkadaşlarını da kaçırmayacaksa iddetini evinde bekler. Böylece her iki hakkı bir araya getirmesi mümkün olur; bu iki haktan birini düşürmesi caiz olmaz. Ancak o seneki haccı kaçırmaktan korkarsa yolu na devam etmesi gerekir. Bu görüş, İbni Kudame’nin el Mugni’de naklettiği, İmam Şafiî’den de gelen görüştür. Ebu Hanife ise şöyle demiştir: “Bu durumda olan kadının, haccı kaçırsa bile beklemesi gerekir, çünkü iddet üzerine sefere çıkması caiz değildir.”

 

Umre Fiyatları ve Umre Tur Tarihlerini İncelemek İçin Tıklayınız

Kadınlar Tek Başına Hacca Gidebilir mi? Kadınların Hac Yapması ile ilgili merak edilen pek çok konuyu bu yazımızda cevapladık. Umarız sizler için bilgilendirici bir okuma olmuştur. 😊

Tahir Tur ‘da Hac ve çeşitli dini konularda yayınlanmış diğer içeriklerimiz de ilginizi çekebilir: