İhram Yasakları
İhram hem Hacca hem de Umreye gidenleri ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla İhram yasakları konusuna girmeden önce ilk olarak İhram nedir sorusuna cevap verelim.
İhram Nedir
İhram, Hac ve Umre ibadetleri sırasında erkeklerin giydiği (erkekler tarafından giyilmesi farzdır), dikişsiz, iki parça havludan oluşan bir çeşit kıyafettir. Kadınlar erkeklerde olduğu gibi İhram elbisesi giymez, kendi elbiseleri İhram elbisesi olarak kabul edilir. Ancak kadınlar da çoğunlukla beyaz renkte kıyafetler giyer.
Umreye veya Hacca giden müminlerin İhrama girmesi şarttır. İhramın kelime anlamı ise “haram kılmak”dır. Yazımızın konusunu da oluşturan İhram yasakları da bu noktada başlar. İhrama girmek sadece birkaç parça elbise giymek değildir, beraberinde bazı yasakları da beraberinde getirir. İhram yasakları çiğnendiğinde ise bu durumu telafi etmek gerekir. Her yasağın karşılığında belirlenmiş bir ceza vardır.
“Hac ve Umrede işlenen cinayetler” diye bir kavram vardır. Buradaki “cinayet” kavramı İhram yasaklarını ifade eder. Eğer bir mümin Hac veya Umre sırasında, İhramlı iken yapılması yasak olan bir harekette bulunursa bu durum cinayet olarak ifade edilir. İşlenen cinayetler, daha öncede ifade ettiğimiz gibi ceza gerektirir. Bu yasaklarsan bazıları ibadetin (Hac veya Unrenin) kaza edilmesini gerektirir, bazıları ise çeşitli ceza ve kefaretler gerektirir.
İhram yasakları iki çeşittir: Biri haccı fasid kılar, diğeri kılmaz.
Hacci Fasit Kılan Yasaklar: Cimadir/cinsel ilişkidir.
İbnü’l Münzir dedi ki: İlim ehli, ihramlıyken haccı cimadan başka hiçbir şeyin fasid kılmadığı üzere icma ettiler.
Cima, haccı iki şartla ifsad eder:
1- Cima, fercte olmalıdır.
Bu, ilim ehlinin cumhuruna göre müttefekun aleyhtir. Mezhep imamları da onlardandır. İmam Şafiî ve İmam Ahmed’e göre; kişinin, eşiyle önden, dübürden, erkeğin dübüründen veya hayvanla cima yapması arasında fark yoktur.
Ebu Hanife ve İmam Malik’e göre; bir kişinin bir hayvanla cima etmesi haccını ifsad etmez. Çünkü bu fiil had cezasını gerektirmez. Fercin dışında yapılan cimaya benzer.
Ebu Hanife’ye göre; dübürden yapılan cima ile livata hakkında iki rivayet vardır:
- a) Şehveti tatmin açısından ferc ile yapılan cima gibi olduğu ve inzal olmasa bile gusül abdestini gerekli kıldığı için haccı ifsad eder.
- b) Haccı ifsad etmez.
Davud dedi ki: Hayvan ile yapılan cima ve livata haccı ifsad etmez.
2- Cima ilk tahallülden önce, ister vakfeden önce ister sonra yapılsın haccı ifsad eder. Bu cumhurun görüşüdür.
Ebu Hanife’ye göre burada tafsilat vardır: Şayet cima Arafat vakfesinden önce olursa kişinin hacci fasid olur ve bir koyun kes melidir. Eğer Arafat vakfesinden sonra olursa hacci fasid olmaz ve bir deve kurban etmesi gerekir. Bu konudaki delilleri şudur: Hac için asıl rükun, Arafat vakfesidir. Çünkü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) “Hac Arafat’ur” buyurmuştur, yani hac, Arafat vakfesidir. Arafat vakfesini yapanın haccı tam olur, zira Arafat’taki vakfe sıhhat ve varlık açısından müstakil bir rükundur, başka bir rükuna bağlı değildir.
Ben de derim ki: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Müdris et Tai (radiyallahu anh) hadisindeki şu buyruğu bu hükme şahitlik eder: “Her kim bizim bu namazımızı kılar, buradan (Müzdelife’den) gidene kadar bizimle durur; bundan önce gece veya gündüz Arafat’ta vakfe yapmış olursa haccı tamamlanmıştır. Saçını kesip ihramı tamamlar.” (Ebu Davud, Nesai, İbni Mace ve Tirmizi)
Muhalla’da İbni Hazm, İbni Abbas (radiyallahu anh)’in şu kavlini nakleder: “Arafat vakfesinden sonra yapılan cima haccı batıl yapmaz.” İleride geleceği üzere İmam Malik’ten aynı görüş rivayet edilmiştir.
Cumhura göre, önceden söylediğimiz gibi, cima ister vakfe den önce ister sonra olsun farketmeden haccı ifsad eder. Çünkü cima, ihrami ifsad ettiği için hacci da ifsad etmiş olur. Vakfeden sonra kişi hâlâ ihramda olmalıdır. Bu ihram ikinci tehallül olan haccin farz tavafı yapılana kadar devam etmelidir. Cima yapılırsa ihram fasid olur, ihram fasid olursa da hac fasid olur. Buna göre vakfeden sonraki hal ile önceki hal arasında fark olmaz. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “Arafat’ta vakfe yapanın haccı tam olmuştur” sözü “Her kim namazdan bir rekata ulaşırsa namaza ulaşmış olur” sözü gibidir. Ki, bundan kasıt, namazın faziletini kaçırmamış olmasıdır. Yine bir kişinin sadece Arafat vakfesini yapıp haccın tavafını yapmaması ittifakla haccının tamamlanmadığını gösterir.
FASİD OLAN HACCIN HÜKMÜ
Ebu Davud, Merasil’inde Yezid bin Naim el Eslemi’den şunu rivayet etmiştir: “Cüzam kabilesinden bir adam, ihramlı iken eşiyle cima etti. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bunu sordular. O da dedi ki: “İkiniz ibadetlerinizi bitirin, ikiniz de kurban kesin.” İbni Hacer dedi ki: “Mürsel olmakla beraber ricali sikadır.” Bu, merfu olan bir eserdir. Mevkuf olan eserler de vardır. Onlardan biri şudur: İbni Abbas (radiyallahu anh) dedi ki: “Bir adam, ihramlı iken eşiyle cima etti. Durum kendisine ulaşınca Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ‘İbadetlerinizi bitirip memleketinize dönün. Önümüzdeki yıl hac için ihrama girip gelin ve haccınızı bitirene kadar birbirinizden ayrı durup bir arada bulunmayın. Kurban da kesin.”” (Beyhaki, sahih bir senedle)
Amr bin Şuayb, babasından rivayet ederek dedi ki: “Ben Abdullah bin Amr ile beraberken bir adam gelerek ona, ihramlı iken eşiyle cima eden kişi hakkında sordu. O da adama İbni Ömer (radıyallahu anh)’ı göstererek; ‘Git ona sor’ dedi. (Şuayb dedi ki:) Adam sormak istemeyince ben onunla gittim de adam, İbni Ömer (radiyallahu anh)’a sordu. O, ‘Haccın batıl oldu’ dedi. Adam, ‘Ne yapayım?’ diye sordu. İbni Ömer (radiyallahu anh) dedi ki: “İnsanlarla beraber git ve ne yaparlarsa sen de yap. Önümüzdeki sene bir daha hac yap ve kurban kes.’ Adam, Abdullah bin Amr’a döndü ve İbni Ömer (radıyallahu anh)’ın söylediklerini aktarıp ‘Sen ne dersin?’ diye sordu. O, İbni Ömer (radiyallahu anh)’in dediğini diyorum’ dedi.” İmam Nevevi dedi ki: “Beyhaki sahih bir senedle bunu rivayet edip şöyle dedi: ‘Bu sahih bir isnaddır.””
Ömer İbnul Hattab, Ali bin Ebi Talib ve Ebu Hureyre (radıyallahu anh)’dan mevkuf eserler olup İmam Malik bunları Muvatta’sında munkatı’ olarak zikretmiştir.
BU KONUDA AKTARILANLARIN ÖZETİ
Cima, haccı ifsad eder. Haccin fasid olması, kadın ve erkek için aynıdır.
Fasid olan hacca devam etmek gerekir.
Dört mezhep imamı ve ilim ehlinin cumhuru bu görüştedir. Davud ez Zahiri ve İbni Hazm dediler ki: “Fasid olan namaza devam etme gerekliliği olmadığı gibi fasid olan hacda da devam etme gerekliliği yoktur.”
3- Haccini fasid eden kişi bir deve kesmelidir. Bu İbni Abbas, Ata, Tavus, Mücahit, Malik, Şafiî, Ahmed, Ebu Sevr ve cumhurun görüşüdür.
Ebu Hanife ve talebeleri dediler ki: “Kişi vakfeden önce cima yapmışsa haccı ifsad olur ve bir koyun kesmelidir. Vakfeden sonra yapmışsa haccı sahih olur ve bir deve keser.”
Advau’l-Beyan’da denildi ki: Bu durumdaki kişi deve kesmekten acizse, ilim ehli arasında bu konuda ihtilaf vardır. Bazıları “kişi deve kesme konusunda acizse koyun kesmesi yeterlidir” demişler. Sevri ve İshak bu görüşe sahip olanlardandır. Bazıları da “kişi deve bulamazsa inek, inek bulamazsa yedi koyun keser. Onu da bulamazsa bir deve parasına yiyecek alıp dağıtır” demişlerdir. Buna da güç yetiremezse her müd (yaklaşık 832 gr) için bir gün oruç tutar. Bu, Şafii mezhebinin görüşüdür. İmam Ahmed’den gelen bir rivayete göre; kişi zikredilen beş şey arasında muhayyerdir.
İlim ehli, kesilecek olan bir devenin tek kişi için mi, yoksa her iki eş için mi olduğu konusunda ihtilaf ettiler.
İmam Nevevi dedi ki: “İbnu’l Munzir dedi ki: İbni Abbas, Ib nal Müseyyeb, Dahhak, Hakim, Hammad, Sevri ve Ebu Sevr “her birine bir kurban gereklidir’ görüşündedirler. en Nehai ve İmam Malik dediler ki: ‘Her birine bir deve kesmek gerekir.””
Rey ashabı dediler ki: “Şayet Arafat vakfesinden önce cima olmuşsa her biri bir koyun keser.”
İmam Ahmed’den iki rivayet vardır:
1- İkisi için bir kurban yeterlidir.
2- Her biri için bir kurban gereklidir. Ata ve İshak, “İkisine bir kurban yeterlidir” görüşündedirler.
El Muğni’de denildi ki: Mutavaat haline göre her birine bir deve kesmek düşer. Bu İbni Abbas, Said İbnu’l Müseyyeb, en Nehai, Dahhak, Malik, Hakem ve Hammad’ın görüşüdür. İmam Ahmed’den, şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Dilerim ikisi için bir kurban yeterli olur.” Bu Ata’dan rivayet edildi ve İmam Şa fiî’nin de görüşüdür.
Kadın cima için zorlanmışsa; Muğni’nin müellifi, İmam Ahmed’den iki rivayet zikretmiştir:
- a) Cima için kadın zorlanmışsa ona kurban gerekmez, kocasının da onun yerine kurban kesmesine gerek yoktur. İshak, Ebu Sevr ve İbnu’L Münzir bu görüştedir.
- b) Cima için zorlanan kadının yerine kocası kurban kesmelidir. Bu, Ata ve İmam Malik’in görüşüdür.
4- İfsad olan haccı kaza etmek gerekir. Bu, icma ile sabittir.
5- Kaza haccını yaparken haclarını tamamlamaları için ayrı kalmaları gerekir.
Muğni’de denildi ki: Haclarını kaza ederken cima ettikleri yer den itibaren aynı durmaları gerekir. Hz. Ömer, İbni Abbas, Said bin Müseyyeb, Ata, Nehai, Sevri, Şafiî ve rey ashabı bu görüştedir.
İmam Ahmed’den gelen rivayete göre; ikisinin de ihrama girdikleri andan ihramdan çıkacakları ana kadar ayrı kalmaları gerekir. Bu görüşü İmam Malik, Muvatta’da Ali (radiyallahu ânh)’ dan rivayet etmiştir. Ibni Abbas (radiyallahu anh)’dan İmam Malik’in de görüş olan, “ayrı tutulmalarının sebebi, işledikleri yasağın tekrar e tehlikesi olup bu da ihram süresince devam eder” görüşü rivayet edilmiştir.
İlk görüş, cima ettikleri yere kadarki ihramları sahih olduğu için belirtilmiştir. İbni Kudame’nin İmam Şafiî’den cima mahallinden itibaren ayn olunması gerektiği görüşünü Bidaye’de İbni Rüşd, ondan hikaye etmiştir. Hanefi fakihler de bu görüştedir. Ancak bunda nazar vardır. el Mecmu’da İmam Nevevi dedi ki: “Haccını if sad eden karı koca, kaza etmek amacıyla yola çıkıp yolda beraber olurlarsa ihrama girdikleri andan itibaren ayrı durmaları müstehaptır. ‘Cima ettikleri yere vardıklarında orada ayrılmaları vacip midir?’ sorusunun cevabı konusunda musannifin aktardığı ihtilaf vardır. Cumhurun iki görüşü olup şunda ittifak ettiler: Vacip değil müstehaptır.
İkinci görüşleri, ayrılmalarının vacip olduğudur”
Nevevi’nin Şerhu’l-Menasik kitabında geçtiği üzere İbni Hacer dedi ki: “İhrama girdikleri andan ikinci tehallüle kadar ayrı olmaları vaciptir. Cima ettikleri yerde mutlaka ayrı olmaları gerekir.”
Umre Fiyatlarını İncelemek İçin Tıklayınız