ARAFAT VAKFESİ
Hükmü: Haccın farzlarından bir farzdır. Nebi (sallallahu ve sellem) “Hac Arafat’tır.. Arafat’ı idrak eden hacci idrak etmiştir buyurmuştur. (Ahmed, Sünenler, İbni Hibban) Ummet bu konuda icma etmiştir. Arafat vakfesi olmadan hac tamamlanmaz. Zamanı: İlim ehlinin bu konuda üç görüşü vardır:
1-Arafat günü zeval vaktinde başlar, kurban bayramının birinci günü fecir vaktine kadar devam eder. İmam Malik, Ebu Hanife ve İmam Şafiî bu görüştedirler. İbni Teymiyye de bu görüşü tercih etmiştir. İbni Abdilber bu konuda icma olduğunu zikretmiştir.
2- Arafat gününün fecir vaktinde başlar, kurban bayramının birinci gününün fecrine kadar devam eder. Bu, İmam Ahmed’in görüşüdür. Delili, Urve bin Midras etTai (radıyallahu anh)’in hadi sidir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim bizim bu namazımızda bulunur, buradan ayrılana kadar bizimle kalır, bundan önce gece veya gündüz Arafat’ta vakfe yaparsa haccını tamamlamış ve ihramdan çıkmıştır.” (Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbni Mace ve başkaları)
Arafat günü, vakfe zamanı günüdür. Cumhurun delili ise, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in zevalden sonra vakfesini yapması dır. Zevalden önce vakfe yapıldığını kimse nakletmemiştir. Urve hadisi ise zeval sonrasına hamledilmiştir. (İmam Nevevi, el Mec mu’da; İbn Rüşd, Bidayetü’l-Müctehid’de bunu söylemişlerdir.)
3- Kurban bayramı gecesi akşam namazı vaktinden önce başlar, fecir vaktinde sona erer. Bu, Imam Malik’in görüşüdür. Dardiri dedi ki: Haccın dördüncü rüknü, bayram gecesi Arafat’ta bir süre bulunmaktır. Akşam vakti başlar, fecre kadar devam eder. Gündüz vakfesi kurban ile telafi edilen bir vaciptir. Zeval ile de vakit girer. (Evcazü’l-Mesalik 7/265)
İbn Rüşd, İmam Malik’in dediklerini zikrettikten sonra şöyle dediğini de nakletmiştir: “Her kim akşam vaktinden önce Arafat’tan ayrılırsa bir sonraki sene haccetmek zorundadır.” Özetle, İmam Malik’e göre, vakfenin sıhhat şartı, gecenin bir kısmı Arafat’ta kalınmasıdır. (Bidayetü’l-Müctehid 1/254)
İmam Malik’in delili şudur: İbni Ömer (radiyallahu anh)’in rivayetinde Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim gece Arafat’ı idrak ederse haccı kaçırmıştır. Bu halde olan, umre yaparak ihramdan çıksın ve bir sonraki sene hac yapsın.” (Muğni 3/414 Muhib et Taberi, el Kura’da s. 391, “Said ve Darekutni bunu rivayet ettiler” demiştir.)
Allahu alem en tercihe şayan görüş, cumhurun görüşüdür. Buhari’de geçtiği üzere Salim bin Abdullah bin Ömer’in, hacı lara, “sünneti tatbik etmek istiyorsan hutbeyi kısa tut ve vakfeyi acele yap” demesi bu görüşe delalet eder. “Vakfeyi acele yap” demesindeki kasıt, zevalden hemen sonra, ilk vaktinde vakfeyi yap demektir ki ihtiyatlı olan da budur. İmam Malik’in delili de İbni Ömer (radiyallahu anh)’in hadisidir. Hadisteki “her kim gece Arafat’ idrak ederse haccı idrak etmiş, her kim de gece Arafat’ı idrak etmezse haccı kaçırmıştır” ifadesinde sadece geceyi zikretmesi haccı kaçırmanın geceye bağlı olduğu içindir.
Vakfenin Süresi:
Hanefilere ve Hanbelilere göre: Gece ve gündüzü bir arada bulundurmak vaciptir. Kişi gündüz vakfesini yaparsa akşam vaktine kadar beklemelidir. Akşam vaktinden önce Arafat’tan ayrılırsa kurban kesmelidir ve haccı sahihtir. Sadece gece vakfesini yaparsa cezası yoktur ve hacci sahihtir.
Malikilere göre: Gece ve gündüzü bir arada bulundurmak vaciptir. Kişi gündüz vakfe yapıp gece durmazsa haccı sahih değildir. Gündüz vakfe yapmaz, sadece gece yaparsa kurban gerekir.
Şafiilere göre: Gece ve gündüzü bir arada bulundurması sünnettir. Kişi vakfesini gündüz yapar ve akşam vaktinden önce Arafat’tan ayrılırsa, iki görüşten sahih olanına göre, kurban gerekmez. Gündüz değil sadece gece vakfe yaparsa vaktesi tamdır ve cezası da yoktur. İttifakla, Arafat’ta vakfe yapan herkesin vakfesi hasıl olmuştur. Ara fat gününün zevalinden bayramın ilk gününün fecrine kadar azıcık dursa dahi vakte gerçekleşmiştir. Kişi ayakta, oturarak, binekli, bineğe yüklenmiş, uykuda, unutmuş, Arafat’ta olduğunu bilse de, bilmese de her halükarda, her ne şekilde Arafat’ta bulunursa bulunsun Arafat vakfesini yapmış olur. Dört mezhep imamı bu görüştedirler. Baygın olan ve sarhoş hakkında ihtilaf etmişlerdir. İmam Şafiî ve İmam Ahmed’e göre bunların vakfeleri sahih olmaz. Hasan Basri, Ebu Sevr, İshak ve İbnul Münzir de bunu söylemişlerdir. Ebu Hanife ve İmam Malik’e göre bu iki kişinin vakfeleri sahih ve geçerlidir. Ata, “baygın olanınki geçerlidir” demiştir.
Vakfe Yeri: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “Ben burada vakfe yaptım ve Arafat’ın hepsi vakfe yeridir” (Müslim) buyruğu gereği Arafat’ın her yeri vakfe yeridir. İmam Şafiî dedi ki: “Insanların Arafat’ta, etraflarında, kenarlarında, yollarında, düzlüğünde, çukurlarında, vadilerinde ve Zülmecaz diye bilinen çarşılarında durdukları her yer vakfe yeridir ve buralarda yapılan vakfeler de geçerlidir.” (Mecmu 8/109) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “Arafat’ın hepsi vakfe yeridir. Batn-1 Urane’den çıkın” buyruğundan anlaşıldığı üzere, Batni Urane, Arafat’tan değildir.
2022 Umre Fiyatlarını İncelemek İçin Tıklayınız
Tahir Tur’da İlginizi Çekebilecek Diğer Başlıklar
-
Peygamberimizi Selamlama – Resulullahı Kabrinde Nasıl Selamlamak Gerekir?
-
Haccın Fazileti ve Hikmetleri – Hac İbadeti Müslümanlara Neler Kazandırır?
-
Haccın Farzları – Haccın Vacipleri – Hac ve Umre Hakkında Mezheplerin Farklı Görüşleri