İhram Nedir? İhrama Girmeden Önce Yapılması Gerekenler

ihram, ihram nedir, ihrama girmeden önce yapılması gerekenler

İhram Nedir? İhram Ne Demek?

İhram, hacca veya umreye ya da her ikisine birden niyet etmektir.

İhram, haccın rükünlerinden biridir. Allah (c.c.)’un “Hac bilinen aylardadır.”(Bakara, 197) kavli gereği hac için ihrama sadece hac aylarında girilebilir. Hac ayları Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayının ilk on günüdür. Bir kişi hac aylarından önce ihrama girerse… Bu konuda iki görüş vardır:

1- İhramı sahih olur.

 Bu kişinin hacca kadar ihramda kalması da caizdir. Bu enNehai, Malik, Sevri, Ebu Hanife, Ahmed ve İshak’ın görüşüdür. Bu görüşün sahiplerinin delilleri şunlardır:

 

  1. a) Allahu Teala’nın “Sana hilalden sorarlar. De ki: O insanlar ve hac için belirli zaman dilimleridir” (Bakara, 189) ayeti olup bu ayetin ayların tümünün hac ayları olduğuna delalet ettiğini söylemişlerdir.

 

  1. b) Bu ihrama, kıran haccının bir parçası olduğu için umrede olduğu gibi hac aylarının dışında da girilmesi caizdir.

 

  1. c) Bu ihram, mekani mikattan önce ihrama girilmesi gibidir. Bir kişi de zamanı mikattan önce ihrama girebilir. 

 

2- İhramı, umre ihramı olur. Bu Ata, Tavus, Mücahid ve İmam Şafiî’nin görüşüdür. Bu görüşün sahiplerinin delilleri ise şunlardır:

  1. a) Allah (c.c.)’ın “Hac bilinen aylardadır.”(Bakara, 197) kavli. Bundan kasıt, hac için ihrama girme vaktidir. Çünkü haccı yapmak aylar almaz, bu da ihrama girme zamanı olduğuna delalet eder.

 

  1. b) İhram hac ibadetlerinden bir ibadettir. Tavaf ve vakfe gibi bir vakti vardır.

 

  1. c) Bu aylardan önce ihrama girilirse umre ihramı olur. Tıpkı vaktinden önce kılınan bir namazın nafile olması gibi.

 

Haccın Vakti Hakkında Selefin Görüşleri 

Ebu Zubey’den şöyle rivayet edilmiştir: “Cabir bin Abdullah’a “Hac aylarından önce bir kişi ihrama girebilir mi?’ diye sorulunca, Hayır dediğini duydum.” İbni Abbas radiyallahu anh) dedi ki: “Allah (c.c.)’nun ‘Her kim o aylarda kendine hacci farz kılarsa…”(Bakara, 197) ayetinden dolayı hac aylarından önce hiç kimseye ihrama girmek gerekmez”

 İbni İshak es Subeyyi’ dedi ki: “Amr bin Meymun, İbn Ebi Nam’ hac aylarının dışında hac için ihrama girdiğini görünce Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ashabi buna yetişselerdi onu recmederlerdi’ dedi.”

İkrime, Ebu’l Hakem’e dedi ki: “Sen kötü bir adamsın, çünkü Allah (c.c.)’nun kitabına muhalefet ettin, Nebisinin sünnetini terk ettin. Zira Allah şöyle buyurdu: ‘Hac bilinen aylardadır…”(Bakara, 197) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) de hac için çıkıp Beyda’ya vardığında ihrama girdi. Sen ise hac aylarının dışında ihrama girdin.”

Ata, Tavus ve Mücahid dediler ki: “Hiç kimse hac için hac aylarının dışında ihrama giremez.”

Ata ve Şabi bunun benzerini söyledikten sonra şöyle dediler: “Şayet bir kişi hac aylarının dışında hac için ihrama girerse o ihramdan çıksın.” Yine Ata diyor ki: “Bu durumda olan kişi Hill bölgesine çıkıp ihramı umreye çevirsin.”

İbrahim enNehai dedi ki: “Bir kişi hac aylarının dışında hac için ihrama giremez. Eğer girerse haccını bitirene kadar ihramdan çıkamaz.”

Ebu Hanife ve İmam Malik dediler ki: “Hac aylarının dışında hac için ihrama girmek mekruh olup biri bunu yaparsa onu tamamlaması gerekir.”

Imam Şafii ve Evzai dediler ki: “Bu durumda olan birinin ihrami umre ihramıdır, başkası değil.”

İHRAMIN KEYFİYETİ

1- İhrama girmek isteyen kişinin gusül abdesti alması sünnettir. Zeyd bin Sabit (radiyallahu anh) şunu rivayet etmiştir: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gusül abdesti alıp ihrama girdi.” (Hadisi Tirmizi rivayet edip “hasen gariptir” demiştir.)

 

Hz. Aişe (radiyallahu anh)’nin rivayet ettiği hadise göre ihrama girmek isteyen hayızlı, nifaslı, çocuk veya herkesin gusül abdesti alması müstehabtır.

Hz. Aişe (radiyallahu anh) dedi ki: “Esma binti Umeys’in Muhammed bin Ebu Bekir’in doğum nifasındayken ağaç Hudeybiye olayında, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Ebu Bekir (radiyallahu anh)’a, ona gidip gusül alarak ihramdan çıkmasını, bildirmesini emreder.” (Müslim)

 

Ibni Abbas (radiyallahu anh), Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Nifaslı ve hayızlı kadınlar gusül abdesti alıp ihrama girsinler ve tavaf hariç haccın tüm ibadetlerini yapsınlar.” (Ebu Davud, Tirmizi)

 

Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem), Hz. Aişe (radiyallahu anh)’ya, hayızlıyken gusül abdesti alıp hac için ihrama girmesini emretmiştir. Bu gusül abdesti, müekked sünnettir.

 

İbnul Münzir dedi ki: “İlim ehli ihramın gusül almadan caiz olduğuna dair icma etmiştir. İhrama girecek olan kişi acizse teyemmüm alır. Imam Şafiî, el Umm’da buna işaret etmiştir.”

 

Mugni’de İbni Kudame dedi ki: “İhrama girecek kişi su bulamazsa ona gusül sünnet olmaz. Çünkü gusül, ihram için sünnettir, kasıt da temizlik ve kötü kokuyu kesmektir. Teyemmüm bu amacı sağlamaz, bilakis tozu artırır.”

 

2- İhrama girmeden temizlik yapmak da müstehaptır. Örneğin koltuk altı ve benzeri kılları traş etmek, tırnakları kesmek, bıyıklarını kesmek gibi genel vücut temizliği.

 

3- İhrama girecek olanın dağılmaması için uzun ise saçım telbid etmesi zamk,reçine gibi bir madde sürmesi müstehaptır. Sahil hadislerde bu mesele sabit olup bunlardan birinde İbni Ömer “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in, saçını telbiid ederek ihrama girdiğini duydum” buyurmuştu. (Buhari, Muslim) Hafiz Bin Hacer, Fethul-Bari’de Ebu Davud ve Hakim’de İbni Ömer  “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ihrama girmeden saçını bal ile telbid, saçına bal sürdü yaptı” buyurdu.

 

Hz. Hafsa (radıyallahu anh)’nin rivayetine göre Nebi (sallallahu lesi ve sellem) veda haccında eşlerine ihramdan çıkmalarını emretti. “Ben dedim ki. “Ya Resulallah, ihramdan çıkmamanıza sebep nedir?” O da “Başımı telbid ettim, kurbanımı nişanladım. Kurbanımı kesene kadar ihramdan çıkmayacağım.” buyurdu.” (Buhari, Muslim)

 

4- İhrama girecek kişi dikişli elbiselerden sıyrılıp dikişsiz rida ve izar giyer. İbni Abbas hadisinde “İhrama giren hangi  giyeceklerden kaçınmalı?” sorusuna cevaben, “Pantolon, gömlek giyemez. Bornoz, sarık da giyemez. Zaferan ve vers sürülmüş elbise de giyemez. Her biriniz rida, izar ve terlik giyerek ihrama girin. Şayet terlik bulamazsanız topuklarınız görünecek şekilde keserek mest ve ayakkabı- giyin” demiştir. İbni Hacer dedi ki: “Bu hadisi Evsat’ta İbnul Munzir, Sahih’inde Ebu Avane, ‘Sahih’in şartı üzere rivayet etmişlerdir?”

 

Ibni Abbas (radiyallahu anh)’in “Beyazları giyin; onlar elbiselerinizin en hayırlılarıdır.” rivayetinden dolayı erkeklerin beyaz ihram giymesi evladır.

 

Kadına gelince: Bir kadın, eldiven ve peçe hariç istediği elbiseyi giyerek ihrama girebilir. İmam Şafiî, İmam Ahmed ve İbnü’l Münzir, İbni Ömer (radiyallahu anh)’in rivayet ettiği “Kadının ellerine kına yakması sünnettendir” hadisi gereği kına yakmayı müstehab görmüşlerdir. İmam Malik ve Muhammed bin Hasan bunu kerih saymıştır.

 

5- İhrama girecek kişinin ud, misk vb. en güzel kokulardan saçına, sakalına, başına ve bedenine sürmesi de müstehabtır. Hz. Aişe (radiyallahu anh), “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ihrama girmeden önce ve normal zamanda tavaftan önce ona güzel koku sürerdim” demiştir. (Muttefekun aleyh)

 

Yine Hz. Aişe (radiyallahu anh), “İhramlıyken Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in kaşları arasına sürdüğü kokunun parlaklığını görür gibiyim” demiştir.

 

Evla olan, ihrama girecek olan kişinin, sadece bedenine koku sürüp ihram elbisesine sürmemesidir. Ancak ihramı çıkarıp koku sürdüğü elbiseyi giyerse fidye ödemesi gerekir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) “İhramlıyken zaferan veya vers sürülmüş elbise giymeyin” buyurmuştur. (Muttefekun aleyh)

 

Bu konuda kadın ile erkek eşittir. Ebu Davud, Hz. Aişe (radıyallahu anh)’nin şunu aktardığını rivayet eder: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile Mekke’ye giderken ihram esnasında alınlarımıza kokulu misk sürünürdük; terlediğimizde o koku alnımızdan aşağı akar, bunu Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) görür ve bizi bundan nehyetmezdi.” İmam Nevevi “senedi hasendir” demiştir.

 

Mecmuu’l-Feteva’da İbni Teymiyye dedi ki: “İhrama girecek kişinin koku sürünmesi güzeldir, ancak ihramdan önce kendisine koku sürünmesi emredilmez. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) koku sürünmüş ama koku sürünmeyi kimseye emretmemiştir.”

 

Abdulaziz bin Baz dedi ki: “Rida ve izara koku sürmeye gerek yoktur. Sünnet olan; kokuyu baş, sakal, koltuk altı ve bedene sürmektir. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “İhramlı kişi zaferan veya vers sürülmüş elbise giymesin” hadisinden dolayı ihram zamanın da elbiseye koku sürülmemelidir. İhramlının sadece bedenine koku sürmesi sünnettir, ihram elbisesine sürülmez. Eğer ihram elbisesine koku sürerse onu giyemez ve değiştirmesi gerekir.” İhrama girileceği zaman koku sürünmenin müstehap olduğu, cumhurun görüşüdür.

 

İmam Nevevi dedi ki: “İhrama girileceği zaman koku sürünmek, mezhebimizce müstehap olup selef ve haleften olan muhaddis ve fakihlerden oluşan cumhur ulemanın da görüşü budur.” Ebu Hanife, İmam Şafiî ve İmam Ahmed de aynı görüştedir.

 

Ata, Zühri, İmam Malik ve Muhammed bin Hasan’a göre koku sürmek mekruhtur. Bu Hz. Omer, Hz. Osman ve İbni Ömer (radiyallahu anh)’dan rivayet edilmiştir. 

 

Bu konudaki delilleri şudur:

 

Ya’la bin Ümeyye (radıyallahu anh)’in hadisinde, o dedi ki: “Resulullah (sallallahu ya ve sellem) ile Cirane’de beraberken cübbesinde ve üzerinde haluk bir çeşit bitkisel koku izi olan bir adam gelerek dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü, umremde ne yapmami emredersin?” Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ‘Şu cübbeyi çıkar, üzerindeki kokuyu gider ve haccında ne yapıyorsan umrede de onu yap.” (Muttefekun aleyh)

 

Bu hadise aşağıdaki şekilde cevap verilir:

 

  1. a) Bu adamın kokusu zaferan idi. Zaferan ise ihramın dışında da erkeklere yasaklanmıştır. Buhari ve Müslim, Enes (radiyallahu b)’dan şunu rivayet etmişlerdir: “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) erkeklerin zaferan sürünmelerini nehyetti.” Bu nehiy, ihram halin de daha evladır.

 

  1. b) Bu hadis Cirane’de hicretin sekizinci senesindeki Huneyn gazvesi dönemindeydi. Hz. Aişe (radiyallahu anh) hadisi veda haccında, yani hicretin onuncu yılındadır. Çelişki takdir edilirse sonra gelenle amel edilir.

 

6- Bir kişinin ihrama girmek istediği zaman iki rekat namaz kılması müstehaptır. Farz bir namaza rast gelir ve o farzı eda ederse yeterli olur, yoksa iki rekat kılar ve ihrama girer. Bu görüş Ata, Tavus, İmam Malik, İmam Şafii, Sevri ve İbnu’l Munzir’in  görüşüdür. Bu, İbni Ömer ve İbni Abbas (radiyallahu anh)’dan rivayet edildi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) dedi ki: “Rabbimden biri bana gelip “Şu mübarek vadide -Zulhuleyfe’de- namaz kıl ve ‘haccın içinde umreye niyet ettim’ de, buyurdu.” (Buhari)

İhrama Ne Zaman Girilir?

İhrama, namazın ardından mı, yoksa binek durduktan sonra mi girmenin daha efdal olduğu konusunda ihtilaf edildi. Çünkü hadisler her ikisine de delalet etmektedir.

“Binek durduktan sonra daha efdaldir” diyenlerin delilleri:

 

  1. a) İbni Ömer (radiyallahu anh) dedi ki: “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem), bineği durunca ihrama girdi.” (Buhari, Müslim)

 

  1. b) İbni Ömer (radiyallahu anh) dedi ki: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in, bineği hareket etmeden ihrama girdiğini görmedim.” (Buhari)

 

  1. c) Cabir (radiyallahu anh) dedi ki: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Zulhuleyfe’de ihrama girmesi, bineği durduğunda oldu.” (Buhari)

 

  1. d) Enes (radiyallahu anh) dedi ki: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Zulhuleyfe’de yattı. Sabah uyanıp bineği hazır olunca ihrama girdi.”

 

  1. e) İbni Abbas (radiyallahu anh) dedi ki: “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) öğle namazını Zulhuleyfe’de kılıp bineğine bindi. Bineği Beyda denilen yerde durunca hac için ihrama girdi.” (Müslim)

 

El Mecmu’da İmam Nevevi dedi ki: “Mezhebimizce en sahih olanı, yolculuğun başlayıp kafilenin harekete geçtiği zaman ihrama girilmesidir. Bu İmam Malik ile selef ve halefin cumhurunun görüşüdür.”

 

Ebu Hanife, İmam Ahmed ve Davud “namazın ardından ihrama girilmelidir” görüşündedirler.

“Namazdan sonra ihrama girmek daha faziletlidir” diyenlerin delilleri:

 

  1. a) İbni Abbas (radiyallahu anh)’ın, “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) namazın ardından ihrama girdi” (Sünenler, Hakim ve Beyhaki)

 

  1. b) Said bin Cübeyr dedi ki: “İbni Abbas’a dedim ki: “Resulullah (sallallahu  aleyhi ve sellem) hacca niyet ettiğinde, ashabının, ihrama girmesi konusunda ihtilaf etmelerine şaşırdım.’ Ibni Abbas da dedi ki: “Bu konuda ben insanların en bilgilisiyim. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sadece bir hac yaptığı için ihtilaf ettiler. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hac için çıkıp Zulhuleyfe’deki mescitte namaz kılarak olduğu yerde niyetini yaptı ve iki rekat namazının ardından da ihrama girdi. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’den bunu birçok topluluk duydu, ben de ondan bunu ezberledim. Sonra bineğine binip yola çıktı. Bineği durduğunda Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ihrama girerken kullandığı kelimeleri tekrar etti ve bazı topluluklar bunu duydu. Öyleki insanlar bölük bölük gelmekteydiler. Bineğinin durduğu esnada Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in tekrar ettiğini duydular ve «Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bineği durunca ihrama girdi.»» dediler. Sonra Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yola devam etti. Beyda denilen yerdeki yüksekliğe varınca aynı şekilde tekrar etti/yineledi ve bunu da bazı topluluklar duyunca «Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Beyda’daki yüksekliğe varınca ihrama girdi.» dediler. Allah’a yemin ederim ki Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namaz kıldığı yerde niyet etti, bineğinin durduğu yerde ve Beyda’daki yükseltiye vardığında da ihrama girdiğini tekrarladı.”” (Ebu Davud, Hakim ve Beyhaki)

 

Mugni’de el Muvaffak dedi ki: “Evla olan, namazın ardında ihrama girmektir.” Yukarıdaki hadisi zikredip dedi ki: “Hadiste ilim ziyadesi olup olayı ona yormak gerekir.”

 

Ben de iki görüşe göre Buhari’de Ibni Ömer (radiyallahu anh’dan gelen hadise dayanarak ihrama girilirken kıbleye dönülmesi gerektiğini ifade ediyorum. 

 

7- İhrama niyet edilmelidir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “Ameller niyetlere göredir” hadisinden dolayı niyetsiz ihram sahih olmaz.

 

Insanın ne için ihrama girdiğini dillendirmesi müstehaptır. Bunu kalbinde olanı teyid edip karışıklığı gidermek adına yapar. Telbiye getirerek der ki: “Umreye (ya da hacca) niyet ettim ve Allah rızası için ihrama girdim. Lebbeyk lebbeyk…” Telbiyenin sonuna kadar devam eder.

 

Aynı zamanda telbiye getirirken neye niyet ettiğini zikretmelidir. Enes (radiyallahu anh) dedi ki: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’i şöyle derken işittim: ‘Lebbeyke bihaccetin ve umretin / hac ve umre için lebbeyk…”” (Buhari)

Bir kişi sadece niyet edip başka bir şey demese de yeterlidir.

Bu İmam Malik, İmam Şafiî ve İmam Ahmed’in görüşüdür.

Ebu Hanife dedi ki: “Hilad bin esSaib el Ensari’nin, babasından rivayet ettiği ve Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in, ‘Cebrail bana gelerek ‘Ey Muhammed! Ashabına telbiye getirirken seslerini yükseltmelerini emret.’ dedi.’ buyurduğunu belirttiği hadisinden dolayı ihrama girmek sadece niyetle olmaz, mutlaka telbiye getirmek de gerekir.” (Tirmizi “hasen-sahih” demiştir)

 

Bir kişi, niyetinin dışında bir şey söylese, söylediği değil, niyet ettiği şey geçerli olur.

İbnu’l Munzir dedi ki: Bildiğimiz ilim ehlinin hepsi bu görüştedir. Çünkü vacip olan niyet olup ona itimad edilmesidir. İhrama girecek kişinin ihrama girmeden önce bineğine binince tesbih et mesi, hamd etmesi ve tekbir getirmesi müstehaptır. Buhari, Enes (radiyallahu anh)’dan, ihrama girmeden bineğe binilince tahmid, tesbih ve tekbir babında bunu rivayet etmiş ve “Rasulullah (sallallahu åleyhi ve sellem)’in bineği Beyda’ya vardığında Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’a hamd etti, Allah’ı tesbih etti ve tekbir getirdi, sonra hac ve umre için ihrama girdiğini tekrar edince insanlar da aynısını yaptılar” diye aktarmıştır.

Hafız, Fethu’lBari’de dedi ki: Bunun sabit olmasıyla beraber bunu zikreden azdır. Yine denildi ki: Musannif, telbiye yerine tesbih ve benzeri zikirlerle yetinenlere reddiye vermek istediğini söylemiştir.

8- İhrama girecek kişi hacca mi, umreye mi, yoksa her ikisi. ne mi niyet ettiğini tayin etmelidir. Bu da ya temettu ya kiran ya da ifrad haccı olur. Hz. Aişe (radiyallahu anh) dedi ki: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile yola çıktık. Kimimiz umreye, kimimiz hacca, kimimiz de hacca ve umreye niyet ederek ihrama girdik.” (Muttefekun aleyh)

Bir kişi mutlak bir şekilde ihrama girse caiz olur. Tavaftan önce istediği hac çeşidine niyet edebilir.

Bu yazıları da okuyabilirsiniz:

Haccın Farzları Nelerdir? Haccın Farz Olmasının Şartları

Peygamberimizi Selamlama – Resulullahı Kabrinde Nasıl Selamlamak Gerekir?

Hac Ömürde Kaç Defa Yapılır? Hac Fevri midir Ömri midir?

Haccın Fazileti ve Hikmetleri – Hac İbadeti Müslümanlara Neler Kazandırır?

Peygamberimizin Kabri Nerede? Hz. Muhammed’in Kabri

Haccın Farzları – Haccın Vacipleri – Hac ve Umre Hakkında Mezheplerin Farklı Görüşleri